Kurucu olarak ilk yatırım ve proje yönetim finansmanı ile çekirdek koleksiyonunu sağladığımız İstanbul Modern Sanat Müzesi, Türkiye’de modern ve çağdaş sanat sergileri düzenleyen ilk özel müze olarak 2004 yılında İstanbul Boğazı’nın kıyısında 8.000 metrekarelik bir alanda kuruldu.
İstanbul Modern, küresel sanat dünyasında bir referans noktası olma amacıyla, modern ve çağdaş sanat yapıtlarını, fotoğraf, tasarım, mimari, yeni medya ve sinema alanındaki üretimleri uluslararası bir yaklaşımla koleksiyonunda topluyor, koruyor, sergiliyor ve belgeliyor. Türkiye’nin kültürel kimliğinin küresel sanat ortamıyla paylaşılmasına aracılık ediyor. Sanatçıların üretimlerine ve uluslararası işbirlikleri kurabilmelerine destek oluyor. Sanatı kitleler için kolayca erişilebilir kılmak amacıyla her yaştan sanat izleyicisine eğitim programları düzenliyor.
Ülkemizin sanatsal yaratıcılığını ve kültürel kimliğini ulusal ve uluslararası sanat ortamıyla paylaşan İstanbul Modern, kurulduğu günden bu yana 8 milyon 500 bin ziyaretçiyi ağırladı; 850 bin çocuk ve genci ücretsiz sanat eğitimleriyle buluşturdu.
İstanbul Modern, Galataport sahası içinde yer alan yeni binasının inşası nedeniyle, 23 Mayıs 2018’den bu yana Meşrutiyet Caddesi’ndeki tarihi Union Française binasında sanatseverleri ağırlıyor.
İstanbul Modern’in Karaköy'deki eski yerinde inşa edilen yeni binası; Centre Pompidou, Whitney Müzesi, Centro Botín, Beyeler Vakfı Müzesi gibi uluslararası pek çok müze ve sanat kurumunu tasarlayan, Pritzker ödüllü ve dünyaca ünlü Ceneviz asıllı İtalyan mimar Renzo Piano imzasını taşıyor.
Yeni müze binasına özel yapıtların ve sanatseverlerle ilk kez buluşan sergilerin keyifle görülebileceği İstanbul Modern’de seyir terası eşsiz bir İstanbul manzarası sunuyor ve yansıtma havuzu ile deniz, gökyüzüyle buluşuyor. Kurulduğu günden bu yana Eczacıbaşı Topluluğu’nun destekçisi olduğu Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi İstanbul Modern, dünyanın konuştuğu yeni binasıyla İstanbul’dan dünyaya bir hediye.